Sayfalar

14 Kasım 2018 Çarşamba

Edebiyat Günlükleri: Edebi Eserlerde Dil ve Edebiyat Gerçeği Yansıtmak Zorunda mıdır?


Bugünkü "Edebiyat Günlükleri" adlı yazı dizisinin ikinci konusu "Edebi Eserlerde Dil ve Edebiyat Gerçeği Yansıtmak Zorunda mıdır?"  Bugün bu konu hakkında sizlere bilgi vermeye çalışacağım. Bu yazı dizisinin ilk yazısını okumak isterseniz şuradan okuyabilirsiniz. İsterseniz bugünkü konumuza başlayalım.

Edebi Eserlerde Dil 

Edebi eserlerin kendisine özgü bir dili vardır. Sanatçı edebi eserinde günlük hayatta kullandığımız kelimeleri kullanır ancak bu kelimelere yepyeni, bambaşka anlamlar yükler. Bu kelimeler gerçek hayatta kullandığımız anlamdan uzaklaşır ve sanatçı yazdığı eserinde bu kelimelerle bambaşka bir dünya oluşturur. 

Edebi metinler duygu ve heyecan yüklü metinlerdir. Bir bilimsel metin özelliği taşımazlar. Bilindiği üzere bilimsel metinlerde dil açık, anlaşılır bir şekilde kullanılır. Edebi metinler duygu ve heyecan yüklü metinler olduğu için bu metinlerde dil, insanda heyecan ve estetik bir haz uyandırma amacıyla kullanılır. 

Edebi Eserler Gerçeği Yansıtmak Zorunda Mıdır?

Edebiyatın gerçeği yansıtıp yansıtmayacağı konusu geçmişten günümüze kadar hep tartışılmıştır. Bence edebiyat gerçeği yansıtmak zorunda değildir. Çünkü bir edebi eserin en önemli özelliği kurmaca metin olmasıdır. Ancak şunu söylemeliyim ki yazılan her edebi eser yazıldığı dönemin tarihi gerçekliğinden, zihniyetinden izler taşıyabilir. Ancak bu izler eserde olduğu gibi yansıtılmaz, yazarın hayal dünyasından geçerek eserde kendisine yer bulur. 

Bu yazımda edebi eserde kullanılan dile ve edebiyatın gerçeği yansıtıp yansıtmayacağı konusuna değindim. Bir dahaki "Edebiyat Günlükleri" dizisindeki yazımın konusu "Edebiyat Dersleri Nasıl Olmalı?" olacak. 

Görüşlerinizi yazabilirsiniz. Sağlıcakla kalın...

14 yorum:

  1. Gerçeği yansıttığında zaten o gerçek hayat hikayesi grubuna girmiyor mu zaten?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet öyle oluyor. Edebi eserde ise işin içine kurgu giriyor ve metin kurmaca bir metne dönüşüyor. Yorumunuz ve katkınız için teşekkürler :)

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Eyvallah Cem kardeşim :) Devamı gelecek inşallah :)

      Sil
  3. Kurgu, gerçeği en doğru anlatan yalandır diyordu bir yazar ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel ve değişik bir söz. Katkınız için teşekkür ederim :)

      Sil
  4. Doğru. Edebiyat gerçeği yansıtmak zorunda değildir. Sadece postmodernist romanlarda limitler çok aşıldı diye düşünüyorum. Nesnel gerçeklik yokturu ima etmeye vardırdılar işi. Bu eserlerde ana karakter yok, karakterlerin bir motivasyonu yok. Gerçeklikle bağlantı kurma eğilimi yok. Sadece iyi vakit geçirtme, oyunsulaştırma var. Edebiyatın sorgulatıcı, muhakemeyi geliştiren yönleri postmodernizmle yok edildi. Amaç da buydu zaten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Postmodernist eserleri okumak gerçekten de zor bir uğraş. Mesleğim gereği okuma ihtiyacı duyuyorum ama öncesinde o eserle ilgili bir inceleme yazısı okuyorum ki eseri rahatça anlayabileyim. Öbür türlü gerçekten biraz zor oluyor. Tespitlerinizde de haklısınız. Katkınız için çok teşekkür ediyorum :)

      Sil
  5. Edebiyat "edep" kelimesinden türetilmiştir.. Edebî eserde dil önemlidir.. Zira dilinde "edep" olmayan eser ne "edebi"dir.. Nede "ebedi" dır...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel tespit. Sonuna kadar katılıyorum size. Yorumunuz için teşekkürler :)

      Sil
  6. Dilin önemi edebiyatta büyük bir yer edinmiştir. Sizin bu konuya değinmeniz bende beyin fırtınları oluşturdu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman bu konuda bir yazı bekliyorum senden kardeşim :) Teşekkürler ziyaretin için :)

      Sil