Merhaba arkadaşlar. Daha önceki bir yazımda "İnsan Niçin Okur?" sorusunun cevabını aramıştık. O yazıma buradan ulaşabilirsiniz. Bu yazımda da "Bir İnsan Niçin Okumaz?" ya da "Toplum Olarak Neden Okumuyoruz?" sorusunun cevabını arayalım. Biliyorsunuz ki okuma oranlarında gelişmiş ülkelere göre çok gerilerdeyiz. İsterseniz okumama nedenlerimizi aramaya başlayalım.
1) İnsanlar vakit bulamamaktan şikayetçi. "Okumaya vakit ayıramıyorum" bahanesi en popüler bahane bu konuda. Ancak bu bahaneye biz de şu karşılığı verebiliriz: İnsan televizyon izlemeye vakit ayırabiliyorsa okumaya da vakit ayırabilir.
2) İnsanlar yorgun olmaktan da şikayetçi. Evet, doğrudur. İnsanlar sabahtan akşama kadar çalışıyorlar, geçim mücadelesi veriyorlar ve doğal olarak da yoruluyorlar, kendilerini yorgun hissediyorlar. Ama bence bu da geçerli bir bahane değil. Çünkü okumanın bana göre dinlendirici bir etkisi var.
3) Sosyal medya ve oyun bağımlılığı: Sosyal medya günlük hayatımıza o kadar çok yerleşti ki, çoğu insan için bu adeta bir bağımlılık haline geldi. Aynı şey bilgisayar ve telefon oyunları için de geçerli. Bu bağımlılıklar nedeniyle çoğu insan okumaya vakit ayıramıyor.
Sosyal medya bağımlılığı okumaya engel
4) Okumanın insana ne gibi yararlar sağlayacağından haberdar olmayan insan okumaz. Aslında toplumumuzda okuma konusunda bir farkındalık yok. Bu nedenle toplum olarak okuma konusunda bir farkındalık oluşturmamız şart.
5) Yetişilen ailede, yaşanılan toplumda okuma kültürünün olmaması da insanın okumamasında büyük bir etkendir.
6) İnsanların birçoğu okuma eylemini maalesef gereksiz ve boş uğraş olarak görüyor, vakit kaybı olarak görüyor.
7) Üşengeçlik ya da tembellik de insanın okumamasında etkilidir.
8) Gözlerini bahane eden insanlar da çıkabilir karşımıza. Mesela "Okumaya başladığımda gözlerim sulanıyor, gözlerim yoruluyor" gibi bir savunmayla da karşı karşıya kalabiliriz. Ne hikmetse kitap okurken yorulan o gözler, televizyonun, bilgisayarın veya telefonun başındayken hiç yorulmaz.
Okumama konusunda bazı nedenler bunlar. Bu nedenleri elbette çoğaltabiliriz. Biz okumayı sevenler olarak "İnsanlar otursun saatlerce kitap okusunlar" demiyoruz. İnsanlar en azından günde 10 sayfa kitap okusalar bu, haftada 70, ayda ise 280 sayfa eder. Çok zor bir şey değil aslında.
Anlatacaklarım bu kadar. Siz de görüşlerinizi yazabilirsiniz.
Her bulduğum fırsatta okurum
YanıtlaSilVe şükür ki çocuklarımda okumayı çok seviyor
Okumaya üşeniyorlar mi bilmiyorum ama insanın ruhu rahatlıyor okuduğu zaman
Ne güzel :) Teşekkür ediyorum yorumunuz için :)
SilBazı kitapların çok pahalı olmasından da kaynaklanıyor Örneğin bizim klasik kitabımız Lise de zorunlu okunan Çalıkuşu kitabının fiyatı 55 tl şaka gibi.
YanıtlaSilO zaman özetini okumak lazım :)İnce olanından var ya. Daha ucuz. Bankadan kredi çeksek de olur yani :) Evet gerçekten şaka gibi. Teşekkürler katkınız için :)
SilSaydığınız tüm bu nedenlerin hepsi maalesef insanların tembelliklerinin üstünü örtmeye çalıştıkları bahanelerden ibaret. Ama şu günlerde en büyük etkenin de üçüncü maddede belirttiğiniz sosyal medya bağımlılığı olduğunu düşünüyorum.
YanıtlaSilSosyal medya maalesef çoğumuzu ele geçirdi. Buna ben de dahilim sanırım. Bakmadan edemiyoruz. Sosyal medyanın elbette nimetleri de var ama sanki bir virüs gibi oldu. Teşekkürler katkınız için :)
SilAhhh ne güzel bir yazı. Geçen gün aynı konuyu bir blog arkadaşımşa tartıştım.
YanıtlaSilBahaneler arkadına sığınan insanlar olduk çoktık. Günde en az 100 sayfa okumadan edemiyorım.
O kadar yoğun tempo çalıştığım ve. Bir sürü sorumluluğum olduğu halde.
Telefon elinden düşmeyen insanlar okumamak için daha çık bahane bulurlar
En az 100 sayfa... Tebrik ediyorum sizi. Tespitlerinizde haklısınız. Katkınız için teşekkürler :)
SilOkumanin yerini hicbir sey tutmaz. Okumayanlar o aliskanligi edinmemistir veya bahane uyduruyordur. Bir de sosyal medianin görsel gücü resimsiz kitaplari okumayi zorlastiriyor.
YanıtlaSilKesinlikle haklısınız. Katkınız için teşekkürler :)
SilBismi rabbikellezi ikra(Yaratan rabbinin adı ile oku)
YanıtlaSilOkumak öyle lütufdur ki.Yaratadanın insana ilk sözdür.
Kıymet bilmek lazım..
Şüphesiz ki, kesinlikle... Teşekkürler katkınız için :)
SilBana sorarlar bazen nasıl bu kadar çok okuyacak vaktin oluyor diye, evde televizyon açmayınca , hele kış günleri oldukça bol vakit bulunabiliyor diyorum.
YanıtlaSilÖzellikle kış günleri tam okumalık günler gerçekten. Yorumunuz ve katkınız için teşekkürler :)
SilOkumak cahilliğe zarar verir, ondan insanlar okumak istemez. Ayrıca bizim insanlar okumadan, doğuştan herşey konusunda uzmandırlar. Herşeyi bilirler. Ondan böyle bir ihtiyaçları yoktur.
YanıtlaSilOkumak şart... Teşekkürler yorumunuz için :)
SilNe kadar da doğru sıralamışsın alt alta okumama sebeplerini. Okumaya teşvik konusunda topyekun bir seferberlik başlatmak lazım bence.
YanıtlaSilOkuma konusunda bilinç kazandırmak lazım. Teşekkürler katkınız için :)
SilTespitler harika. Birebir doğru. Kitap okuma konusunda uzun yıllar bu kafayla bir milim dahi yol alamayacağımız aşikar.
YanıtlaSilElinize sağlık. Günümüzün yarasına parmak bastınız.
Selamlar
Taner Bey, çok teşekkür ederim :)
Silİlham verici bir yazı. Zaten okuyorum ama şu an doya doya okumak istedim :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :)
SilÇok doğru tespitler günlük 10 sayfa konusunda çok haklısınız bir de ilgi alanı edinip ona göre okuma yapmak bile zevk verecektir tesekkürler bu güzel yazı için :)
YanıtlaSilİlgi alanı edinmek okuma konusunda çok önemli. Teşekkürler katkınız için :)
SilÇok okumayan biri olarak kendimce sebeplerimi söyliyeyim hemen;
YanıtlaSil1) Okuyacak kitap bulamıyorum. (yüzbinlerce kitap var nasıl bulamıyorsunuz diyebilirsiniz. Haklısınız da ama aradığım tat çoğu kitapta yok)
2) Olabildiğince blog takip ediyor makale okuyor teknoloji basının sitelerini hiç kaçırmıyorum bu nedenle de kitapları biraz daha maalesef ikinci plana atıyorum.
Son olarak beni saran 2 kitabı da söyliyeyim şimdiye kadar da okumaktan zevk aldığım başka kitap yoktur hem belki çok okuyan birisi bunlara benzer bir kitap önerir de bende kitap okumaya onun sayesinde başlamış olurum.
* Gün Olur Asra Bedel - Cengiz Aytmatov
* Aşk - Elif Şafak
Siz en azından blog yazıları okuyorsunuz onu yapmayanlar bile var :) Blog yazıları okuyarak da insan kendisini geliştirebilir. Teşekkürler yorumunuz için :)
SilBen teşekkür ederim :)
SilŞu an toplumca yaşadığımız TÜM sorunların başı bu okumama durumundan kaynaklanıyor. Büyük oyun kurucular, neoliberalistler de kitlelerin çok okumasını çıkarlarına aykırı buluyor. Okuyan insanın muhakeme gücü, olguları analiz yeteneği sürekli gelişir. Olaylar arasındaki nedensellik bağıntılarını algılayabilir ve kolay kolay manipüle edilemez. İşte bunlar çıkar çevrelerince tehdit olarak görülüyor. Toplumlar dizilerle, magazin haberleriyle, sosyal medyayla kasten "meşgul edilerek" toplumun zihin açıcı faaliyetlere yönelmesine engel olunuyor.
YanıtlaSilKendi adıma evet çok okurum ama burada şansım küçüklükten okumaya alıştırılmış olmamdır. Yıllardır okuma konusunda Japonya ölçütünü baz alıyorum kendime. Ortalama nitelikte her Japon yılda 25-52 kitap okuyor. Her yıl o yıl için 30 kadar nitelikli eseri topluca alıyorum ve kendime yıllık okuma planı yapıp buna harfiyen uyuyorum. Edebiyat bloglarında okuduğum kitaplarla ilgili fikir alışverişlerine katılıyorum ve değişik yorumlardan neler neler öğreniyorum kendi çapımda.
Yetişkinliğine dek klasikler, temel eserler, kült eserleri okuma fırsatı olmamış kişilere "haydi kitap oku" dendiğinde insanımız işe nereden koyulacağını bilemiyor da oluyor. Kendi kitap tarzını bilmediği için yanlış eserlerle okumaya koyulduğunda kitapları sevmediğine karar verebiliyor.
Bir diğer boyut da edebiyatımızdaki büyük çöküştür. Son 10-15 yıldır derinliksiz, 1000 kelimelik dağarcıkla, çala kalem yazılmaya çalışılmış vasat ötesi kitaplar sunuluyor halkımıza. Büyük bir "cahilleşme" söz konusu. Bir televizyon programında sunucu hanımefendinin merhum Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" eserindeki Madonna'yı şarkıcı Madonna zannettiği ve bunda büyük bir ciddiyetle ısrar ettiği gün çok büyük bir umutsuzluğa kapıldım açıkçası. Kaç yayın evine lanse ettikleri "kitabımsılar" için analizlerimi gönderdim üşenmeden ama elbette sonuç sıfır. Bu nedenle kaliteli edebiyat bloglarını çok önemsiyorum. Sadece "kitap okumak" değil, "nitelikli kitap" okumak da önemli. Bu kritik konuya temas ettiğiniz için çok teşekkürler. Selamlarımla
Ne güzel anlatmışsınız. Gerçekten büyük bir keyif ve ilgiyle okudum. Okuma konusunda Japonlara hayranım. Japonlar genelde hayatın her alanında disiplinli insanlardır. Bu durumun eğitim sistemleriyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Çocukları küçük yaştan alıştırıyorlar. Bu önemli katkınız için çok teşekkür ediyorum. Saygılarımla...
SilYorgun olmak gerçekten bir bahane değil ama artık ders çalışmaktan ve bu yoğunluktan kitap açınca bile yorgun hissediyorum bazen... okuduğumu hakkıyla okumak istiyorum fakat okuyamayınca hemen pes ediyorum... bunu aşarsam çok mutlu olacağım çünkü aylardır doğru düzgün okumamanın eksikliği gerçekten zihnimi kaplamış durumda. Umarım, tekrardan, hevesle. Teşekkür ediyorum bana bu konuyu hatırlattığın için. Kaleminden cümleler eksik olmasın
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim bu değerli yorumun için :) Her zaman bekliyorum bloğuma :)
SilOkumayana bir bahane her zaman var, okumak isteyen ise her engele rağmen okuyor. Çok güzel tesbitler, emeğine sağlık.
YanıtlaSilAynen okumak isteyene engel yok. Teşekkürler :)
Silbence temebel oldukları için okumaz :)
YanıtlaSilTembellik zaten en büyük sebebi :) Teşekkürler katkınız için :)
Silne kadar doğru yerden girdiniz bunlar bahaneleri birde üşengeçlikleri var tabi. Çogu kişide zaman kaybı olarak görüyor.
YanıtlaSil