-Zaman kaybı!
-Roman okuyup ne yapacaksın?
-Boş şeyler bunlar! Otur dersine
çalış!
Bunun gibi romanı küçümseyen,
aşağılayan birçok ifade duymuşuzdur hayatımızda. Siz kulak asmayın onlara.
Okuyun, sabaha kadar okuyun. İşten gelince yorgun argın da olsanız okuyun.
Mimar da olsanız doktor da olsanız mühendis de olsanız okuyun romanı. Oku
arkadaşım! Al eline bir roman hayal gücünün derinliklerine dal. Dil
kabiliyetini geliştir. Bihruz Bey gibi, Ahmet Cemil gibi, Ahmet Celâl gibi,
Mümtaz gibi, Raskolnikov gibi, İnce Memed gibi arkadaşlar edinirsin roman
okuyunca. Kimi zaman "Araba Sevdası"ndaki Bihruz'un aptallıklarına,
gülünçlüklerine şahit olursun kimi zaman da bir "yaban"ın nasıl yaşadığını
öğrenirsin "Yaban"daki Ahmet Celâl'i tanıyınca. "Suç ve
Ceza"daki Raskolnikov'un vicdan muhasebesi belleğinde yer edinir. Yaşar
Kemal'in "Teneke" adlı romanında ağalara, eşrafa boyun eğmeyen
kaymakamın arkasından tenekeler çalınarak köyden uğurlanışına üzülürsün. Ahmet
Hamdi Tanpınar'ın "Huzur"undaki Mümtaz gibi huzuru ararsın. Huzurun
nerede olduğunu, ne demek olduğunu kendine sormaya başlarsın. "İnce
Memed"i görünce "soylu eşkiya"nın nasıl olduğunu, kötülüklere,
haksızlıklara başkaldırmanın ne demek olduğunu öğrenirsin. (Soylu eşkiya Berna
Moran'ın tabiridir.)
Roman bizim için hayatımıza açılan
bir düş penceresidir. O düş penceresinden hayatımıza ne rüzgârlar girmez ki!
Romanı ayrıca sonu belli olmayan limanlara doğru açılan bir "hayal
gemisi"ne benzetebiliriz. Biz roman okuyunca o hayal gemisine binip
belleğimizde derin izler bırakacak, belleğimizi bütünüyle etkileyecek olaylara
yelken açarız. Söz deryasına kapılıp rüyalara daldığımız bir sahadır roman.
Roman için "düş penceresi"
ve "hayal gemisi" ifadelerini kullandım. Peki roman gerçekleri
yansıtmaz mı? Elbette yansıtır. Ülkemizin geçirdiği buhranları, siyasi, sosyal,
kültürel değişim ve gelişmeleri romanlar sayesinde edebi bir zevk ve estetik
çerçevesinde öğreniriz. "Çok partili hayata geçiş denemeleri"ni Kemal
Tahir'in "Yol Ayrımı"nda; doğu-batı sorununu Peyami Safa'nın ve
Tanpınar'ın romanlarında, Osmanlı Devleti'nin kuruluş sürecini Kemal Tahir'in
"Devlet Ana"sında ve Tarık Buğra'nın "Osmancık"ında öğreniriz.
Naçizane fikrim roman hayatımızın
parçası olmalı. Çünkü romanlar insana hayal dünyasının kapılarını da açar hayat
dersi de verir. Neyse kafanızı fazla şişirmeyeyim. Herkese iyi okumalar...
Kesinlikle haklısınız, roman okumalıyız hatta hikaye, kısa öykü de. Ufku genişler insanın, tarihi ise, belgesellere dayanıyorsa, bilmediğimiz gerçekleri öğreniriz, söylenen yalanların yalan olduğunu ispatlarız hatta, kültürümüz artar, görgümüz artar, başka ülkelerin insanları, geleneklerini, göreneklerini, kültürünü öğreniriz saymakla bitmiyor:)
YanıtlaSilTeşekkürler.
Çok güzel özetlediniz. Yorumunuz için teşekkür ederim:)
SilRomancılar en iyi toplum bilimcilerdir aslında. Cemil Meriç, Fransa'yı kendi döneminde Balzac kadar hiçbir sosyal bilimci tahlil edememiştir der. Verdiğiniz örnekler çok yerinde. Toplumu, tarihi süreci ve değişimi anlamak için roman gerekli diye düşünüyorum.
YanıtlaSil"Romancılar en iyi toplum bilimcilerdir" ifadeniz gerçekten çok yerinde. Çoğunun muhteşem bir gözlem yeteneği var. İçinde bulundukları toplumu gerçekten çok iyi tahlil etmişler.
SilBen sadece çevremdeki insanları ya da denk düştüğüm insanları tanıma şansına sahibim. Romanlar bilmediğim, tanımadığım hatta tanıma şansı bulamayacağım insanlarla da kaynaştırıyor. Ön yargılarımı kırmama vesile oluyor. Yaşamadığım olaylarla ilgili tecrübe edinmemi sağlıyor.
YanıtlaSilİtiraf etmeliyim ki, her türlü öyküyü hemen okuyabilirim lakin her romana hemen dalamam. Roman okumak emek ister. Romanda seçiciyim:)
Haklısınız roman okumak emek istiyor. Katkınız için teşekkür ederim ☺
SilHem okuyalım hem çevremizi okumaya teşvik edelim... Özellikle kitabımı alıp çocuklarımın karşısında okuyorum...Ne güzel yazmışsınız.
YanıtlaSilNe güzel yapıyorsunuz çocuklarımıza örnek olmak lazım. Teşekkür ediyorum yorumunuz için :)
Silsuper bir yazi olmuss kaleminize saglik, okuyalim okutalim hayal gucumuzu, yetenegimizi gelistirelim.. kitabin faydalari anlatmakla , yazmakla bitmezz.. tesekkur ederim
YanıtlaSilBen teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için :)
SilRoman okumak, hayatın içinde gerçekleşen olayların kayda alınmış şeklini gözden geçirmek gibi bir şeydir aslında. Bir şeyler okumak, bizim milletimize artı bir külfet, uğraşılması zor bir sanattır. Bu yüzden de hep bu konuda milletimizi eleştiririm. Okuyanlara sözüm yok. Belki benim tahmin ettiğimin üzerinde bir okuma oranına sahibizdir(!) :))
YanıtlaSilOkumayan bir milletin eleştirmeye hakkı yokken, en çok eleştiren ne gariptir ki biziz. :)
Yayın için teşekkürler azizim...
O kadar haklısınız ki... Okumak maalesef bir külfet çoğu insan için :( Ben teşekkür ederim ilgi gösterdiğiniz için :)
SilBen teşekkür ederim ziyaretiniz için :)
YanıtlaSilİbrahim ne bulursak okumalıyız bence kendimize bir çizgi çekmeden
YanıtlaSilAynen... Yeter ki okuyalım :) Teşekkürler yorumun için :)
SilBen de roman okumanın zaman kaybı olacağını düşünenlerden biriydim.
YanıtlaSilBunu yerine kendimi sürekli psikolojik içerikli kitaplara yönelttim.
Sürekli kişisel gelişim kitapları okudum durdum. Fakat hepsi birbirinin aynısı gibi gelmeye başladı.
Bu yüzden de kitap okumayı bırakıp sinemaya yöneldim. Şimdi de sinemalar birbirinin aynısı gibi gelmeye başladı.
Şimdi kendimi roman dünyasına yöneltmeyi düşünüyorum. Umarım onlar da artık birbirinin aynısı gibi gelmeye başlamaz :)
Romanların dünyası farklıdır. Okumanızı öneririm :) Teşekkürler yorumunuz için :)
SilAnlamlı bir yazı, en basit örnek kendimizi ifade etmemizi kolaylaştırır.Zaten okumamaktan, ya da okuyormuş gibi yapmaktan gelmiyor mu bunca cehalet.
YanıtlaSilAynen katılıyorum size. Çok değil biraz okusak çok şey değişecek. Teşekkürler yorumunuz için :)
Silkitap okumak, kitap alışverişi yapmak, kitapçılarda gezmek... sadece bunun tadını alanlar bilirler:)
YanıtlaSilAynen katılıyorum size. En keyif aldığım aktiviteler. Teşekkür ederim ziyaretiniz için :)
Silhocam bu guzel bılgıler ıcın tsk ederım kıtapları ve okumayı cok severım tsk edıyırum
YanıtlaSilNaçizane fikrimce roman okumak kişisel gelişim kitabı denen kitapları okumaktan çok daha faydalı. Her roman da roman değildir hani. Nitelikli, katmanlı, düşündüren romanlar bize sosyoloji, psikoloji, tarih ve aktüalite bilgisi verir, muhakeme gelişir romanla, karakter analizi yaparak empati yönümüzü de geliştirebiliriz romanlarla. Ama maalesef toplumumuzda okumaya karşı bir "direnç" var. İnsanımıza "zor" geliyor roman okumak. Bir çocuğa da kitap oku derseniz okumaz; çocuk evde kitap okunduğunu görecek ki, bu davranışı benimseyecek...
YanıtlaSilOkumayan toplumda herkes roman yazma peşinde o da ilginç:) Bir insan önce kendi kabını okuyarak dolduracak ki, bilgisi taştığında topluma bir şey vermeye başlasın...Nitelikli romanları okumamışların da iyi romancı olamayacakları bence aşikar...Bu konu ülkemizin kanayan yarası; sosyal medyanın yaygınlaşması da bence kitap okuma oranlarını olumsuz etkiledi...
Bir okuma seferberliği mi yapsak ne yapsak bilemiyorum artık. Bu konu çözülmüyor bir türlü...
Her okuduğum romandan bir arkadaş edinirim kendime, hepsinin acılarını yaşar mutluluklarını hissederim. Roman okuyan insan yanlız kalmaz gibime geliyor. Bir kitapta hiç sevmediğim karakterin özelliklerini diğer kitapta favorim yapabiliyorum ve bu da bakış açımı geliştirmeme neden oluyor sanırım. Güzel bir paylaşım olmuş :)
YanıtlaSilRoman okumalıyız çünkü romanlar gerçek yaşamı konu alan küçük bir dünyadır aslında. O dünyada bulunmak insanın muhakeme gücünü geliştirir. Olaylara farklı açılardan bakmayı öğretir. Hala roman okunmasına karşı başlangıçta belirttiğiniz gibi düşünenlerin olması çok üzücü.
YanıtlaSil