roman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
roman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ocak 2022 Pazar

Kısa Kısa Notlar: Okumak ve Roman


Okumak:

Sayarak bitirmemiz mümkün değil aslında okumanın yararlarını. Ama yine de kısaca bir giriş yapalım. Hayatı anlamanın ve anlamlandırmanın, yeni bakış açıları kazanmanın, bilgi ve düşünce evreninde kendine yer edinmenin, keşifler yapabilmenin, her açıdan yenilenebilmenin biricik anahtarı okumaktır. Okuyan insan hem düşünce dünyasını zenginleştirir hem de hayal dünyasına yepyeni halkalar ekler. Ama her kitap, her eser bu işlevi görebilir mi? Bu sorunun cevabı elbette kişiden kişiye değişir. Ama çoğu insan her kitabın bu işlevi göremeyeceğini söyler ve nitelikli kitapların bizi ileriye götürebileceğini savunur. Ama bazı insanlar da en kötü eserde bile insanın gelişimine katkı sağlayabilecek küçük de olsa bir olumlu noktanın olabileceğini savunur. Bu noktada sanırım görebilmek önemli, okurken olumlu olan noktaları görüp onları adeta cımbızla çekebilmek...

İlginizi Çekebilir: Kitap Okumak İçin 21 Önemli Neden

Roman:

Kimi zaman bir düş penceresi, kimi zaman da toplumu, toplumun geçirdiği değişimleri anlamanın en iyi rehberi... Kitap kurtları bilir, roman tanımı kolay olsa da aslında tanımı yapılamayacak bir tür... Çünkü romanı herhangi bir kalıba sığdıramayız. Hayal midir, gerçek midir, yoksa sınırları belli olmayan geniş bir dünya mıdır, gerçekten bazen bilinmez. Ancak şunu biliriz ki, roman okumak insan için bir ihtiyaçtır. Nitelikli, insanı çoklu düşünmeye yönlendiren ve insana hayal dünyalarının kapılarını cömertçe açan romanlar insanın muhakeme yeteneğini geliştirir ve insanın hayal dünyasında çiçekler açtırır. İnsana günlük hayatta deneyimleyemediği olaylar yaşatır ve günlük hayatta göremeyeceği insanlarla tanışma fırsatı verir. Kısacası roman bazı insanlar için bir hiçliği ifade etse de kitap kurtları için aslında her şeydir.

İlginizi Çekebilir: Niçin Roman Okumalıyız?

Okumayı hayatınızın merkezine almanız dileğiyle, herkese keyifli okumalar...

19 Kasım 2018 Pazartesi

Edebiyat Günlükleri: Edebiyat Dersleri Nasıl Olmalı?


Bu yazımda sizlere bir eğitimci olarak edebiyat derslerinin nasıl olması gerektiği hakkında bilgi vermek istiyorum. Daha doğrusu kendi fikirlerimi aktarmak istiyorum. 

Edebiyat, duygu ve düşüncelerin estetik bir formda anlatılmasıdır. Bu tanımdaki anahtar sözcük "estetik" sözcüğüdür. Öyleyse şöyle bir sonuca varabiliriz: Dersler "estetik" bir havada geçmeli. Kuramsal bilgi sınırlandırılmalı. Elbette sınavların önemli bir yer tuttuğu bir eğitim sisteminde kuramsal bilgilere ihtiyaç var. Ancak ben kuramsal bilgiye dersin 15-20 dakikasının ayrılması gerektiği kanaatindeyim. Fazla kuramsal bilginin üretkenliği öldürdüğü fikrini benimsiyorum. 

Edebiyat dersleri bana göre ilham verici, ufuk açıcı olmalıdır. Öyle bir edebiyat dersi yapılmalı ki sınıf bir şair ve yazar okuluna dönüşmelidir. Öncelikle derslerde öğrencilere usta şair ve yazarların eserleri okutulmalı. Okutulmalı ki öğrenciler usta şair ve yazarların dili nasıl ustalıkla kullandığını görebilsinler. Okutma faslından sonra öğrenciler yazı yazmaya teşvik edilmeli. Önce basit yazılar yazdırılmalı, sonra yazının niteliği kademe kademe artırılmalı. 

Bana göre öğretmenlerimiz derslerinde fırsat buldukça şiir dinletileri düzenlemeli. Ayda bir değil mümkün olan her zaman düzenleyebilmeli öğretmenlerimiz. Çünkü şiir çoğu zaman insanın ruhunun derinliklerindeki saklı hazineleri ortaya çıkarır. Şiir ilham verir insana. İnsana günlük hayatta görmediği, göremediği güzellikleri gösterir şiir. Bambaşka alemlere, rüya ve hayal dolu alemlere sürükler insanı. İnsanın içinde istemsizce hapsolduğu bir duygu dünyası, duygu evreni oluşturur. O yüzden bence şiir kesinlikle ihmal edilmemeli. 

Roman ve öykü de ihmal edilmemeli bence. Öğrenciler roman ve öykü okuyabilmeli, roman ve öykü okumaya teşvik edilmelidir. Öğretmenlerimizin burada yönlendirici vasfı çok önemli. Bir edebiyat öğretmeni Türk ve dünya edebiyatının en önemli eserlerini bilmeli, onları yakından tanımalı ve bu kıymetli eserleri öğrencileriyle buluşturabilmelidir. 

Hep yakınırız ülkemizde artık iyi sanatçılar, yazarlar, şairler yetişmiyor diye. Hep kaliteden dem vururuz. Edebiyatta, sanatta kalitenin düştüğünü dile getiririz. İşte yakınmamak için edebiyatta ve sanatta kaliteyi tekrar yükseltebilmek için çocuklarımızı, gençlerimizi üretkenliğe yöneltmeliyiz. Çocuklarımızı gençlerimizi üretkenliğe yöneltmek içinse özellikle edebiyat derslerini buna göre şekillendirmemiz lazım. 

Bugünkü anlatacaklarım bu kadar. Edebiyat günlükleri Allah kısmet ederse devam edecek. Görüşmek üzere...



Popüler Yayınlar

Blog Listem