24 Kasım 2018 Cumartesi

İyi Bir Öğretmende Bulunması Gereken 15 Önemli Nitelik


Değerli dostlarım; sizlere bu yazımda iyi bir öğretmende bulunması gereken önemli niteliklerden bahsedeceğim. İsterseniz başlayalım. İyi bir öğretmen; 

1) Fedakar olmalıdır. Öğrencilerinin iyi bir eğitim alabilmesi için fedakarlıklardan kaçınmamalıdır.

2) Davranışlarıyla, karakteriyle topluma iyi bir örnek olmalıdır. 

3) Hemen hemen her konuda bilinçli ve duyarlı olmalıdır. Toplumu bilinçlendirebilmeli ve topluma duyarlılık kazandırabilmelidir. 

4) Eğitim ve öğretimin gerektirdiği niteliklere uygun olarak kendisini iyi yetiştirmelidir.

5) İyi bir rehber olmalıdır. Öğrencilerini ve toplumu iyi ve doğru bir şekilde yönlendirebilmelidir. 

6) Girişimci, çalışkan ve idealist olmalıdır.

7) Öncü olmalı ve milli eğitimin gerektirdiği ilkelere bağlı olmalıdır.

8) Hem öğreten hem öğrenen olmalıdır. Öğretirken öğrenmelidir. Çünkü öğrenme yaşam boyu devam eden bir süreçtir.

9) Sorgulayıcı olmalıdır. Eleştirel düşünme becerisine sahip olmalıdır. Bilgilerin, düşüncelerin doğruluğunu, tarafsızlığını ve tutarlılığını sorgulayabilmelidir. 

10) Öğrencilerine hem anne hem baba hem dost hem de arkadaş olabilmelidir.

11) Samimi, vizyon sahibi, demokratik, güvenilir ve güler yüzlü olmalıdır.

12) Bilimsel düşünme tutumunu benimsemeli ve yeniliklere açık olmalıdır.

13) Hem öğrencileriyle hem de diğer insanlarla iyi ve sağlıklı bir iletişim kurabilmelidir.

14) İyi bir gözlem gücüne sahip olmalıdır.

15) Planlı olmalıdır. Öğrencilerinin eğitimi için günü kurtarmaya yönelik kısa vadeli planlar yerine orta ve uzun vadeli planlar yapmalıdır. Bu nitelik sadece öğretmenler için geçerli değildir. Mevcut eğitim sisteminin de uzun vadeli planlar geliştirmesi gerekir. 

Ben bu yazımda 15 nitelik belirledim. Elbette bu niteliklerin sayısı artırılabilir. Ancak şunu söylemeliyim ki iş sadece öğretmenlerimizde bitmiyor. Velilerimizin ve toplumun diğer kesimlerinin de üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi şart. 

Değerli dostlarım; öğretmenlik mesleği, kimi insanlarca "oturdukları yerden para kazanan meslek grubu" olarak tanımlanamayacak derecede kutsal ve ağır iş yükü olan bir meslektir. Çünkü öğretmen insan ve nesil yetiştirir. İnsan ve nesil yetiştirmek ise bir insana verilebilecek en ağır ve en zor sorumluluklardandır. O nedenle çevrenizde veya televizyonda gördüğünüz birkaç olumsuz örnek nedeniyle öğretmenlerimiz hakkında olumsuz genellemeler yapmayalım. Gerçek öğretmenler fedakardır, dürüsttür, merhametlidir, hoşgörülüdür. Lütfen öğretmenlerimize destek olalım ve onların kıymetini bilelim.

Siz de görüşlerinizi yazabilirsiniz. Sevgiyle kalın.

22 Kasım 2018 Perşembe

Haftanın Blog Yazıları-2


Haftanın yazıları paylaşımıyla tekrar karşınızdayım. Geçtiğimiz günlerde "Haftanın Blog Yazıları-1" başlığı altında beğendiğim yazıları paylaşmıştım. Bu paylaşımla ilgili oldukça olumlu geri dönüşler aldım ve haftada bir gün yapmayı planladığım bu paylaşımı haftada iki gün yapmaya karar verdim. İsterseniz başlayalım.

İlk yazı "Almanyalı Gelin"den. "Almanyalı Gelin" isminin hikayesini o kadar samimi bir dille anlatmış ki bizlere gerçekten çok beğendim. İşte linki: 


İkinci yazı "Dizi Film Geek Blogu"ndan... "Eski Nesil Yeni Hastalık; Toplum İçinde Yalnızlık" adlı yazı sizlerle. Linkini paylaşıyorum: 


Üçüncü yazı ise "Derya'nın Spor Günlüğü"nden. Yazının adı ise "Vücudunuzla Barışık Yaşamak". Linkini paylaşıyorum: 


Evet değerli dostlarım... Bu serinin ikinci yazısı da böyle. Umarım sizler de beğenirsiniz. Serinin üçüncü paylaşımını Allah kısmet ederse pazar günü yayınlayacağım. 

Beni https://twitter.com/aylakeditor?lang=tr adresinden de takip edebilirsiniz. 

Okuma Önerisi: Haftanın Blog Yazıları-1

ÖNEMLİ NOT: Bloğumu takip eden değerli dostlarıma çok teşekkür ederim. Yalnız önemli bir not aktarmak istiyorum. Bloğumu yeni takip edecek arkadaşlar "izle" butonuna basıp takip ettikten sonra herhangi bir içeriğin altına kendi bloglarının linkini bırakırlarsa çok güzel olur. Çünkü öbür türlü bulmak çok zor oluyor :)  Takibe takiple cevap veren bloglardanım. Takibe takip yapabilmem için bu durum gerekli. 

Sevgiyle kalın. Görüşmek üzere :)

Foto Kaynak: https://images.pexels.com/photos/1549701/


21 Kasım 2018 Çarşamba

Hayat, Başarı ve Başarısızlık Üzerine Kısa Bir Not


Hayatın her anında ve alanında çok değişik tecrübeler yaşarız. Çalışırız, çabalarız, elimizden gelen her şeyi yaparız hedeflerimiz doğrultusunda . Bazen başarılı olur bazen de başarısız oluruz. Başarının da öğrettikleri var insana başarısızlığın da... Başarı da bir imtihandır insan için başarısızlık da. Başarıya ulaştığımızda zafer sarhoşu olmamalı ve ayaklarımız yerden kesilmemeli. Çünkü hayat acımasız bir yarıştır ve devam ediyor. Hayat süreklilik istiyor. Başarı da hayat içerisinde süreklilik, devamlılık istiyor. Çünkü başarısız olduğumuz zamanlarda geçmişte elde ettiğimiz başarılar unutulur. O başarıların hiçbirisi hatırlanmaz. Artık o başarılar mazide kalmıştır ve kimilerince hayatta dün yoktur; bugün ve yarın vardır. İşte hayat böyle acımasız. Neyse fazla dağıtmadan konumuza dönelim. Ne demiştim; başarıya ulaştığımızda ayaklarımız yerden kesilmemeli. Başarısız olduğumuz zamanlarda ise pes etmemeli ve başarısızlığımızın nedenlerini araştırmalıyız. Bu nedenleri tespit ettikten sonra gerekirse her şeye yeniden başlamalı ve hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla yürümeliyiz.

Hayat gerçekten eşi ve benzeri görülmeyen bir okul gibi. Öyle deneyimler yaşıyoruz ki okulda, üniversitede öğrenemeyeceğimiz birçok şeyi hayat okulunda öğreniyoruz. Hayatın gerçekleri bazen öyle bir acımasız oluyor ki insan kendisini zor durumlarda oldukça çaresiz hissediyor. İşte böyle durumlarda duayı, tevekkülü, inancı, sabrı ve çalışmayı elden bırakmamak gerek. Dedim ya hayat devam ediyor ve hayat süreklilik istiyor. Hayatın her anında her alanında inancımızı, ümidimizi yitirmememiz dileğiyle...

Foto Kaynak: https://images.pexels.com/photos/346807/

20 Kasım 2018 Salı

Yaşasın Mizah: Hakan Balta'ya "Futbola Dön" Çağrıları


Milli takım teknik direktörü Lucescu'nun olay yaratan "Hakan Balta'yı kendi takımında oynayamadığı için milli takıma alamadım." açıklamasından sonra yurdumuzun dört bir yanından Hakan Balta'ya "Futbola dön" çağrıları geldi. 

Yurdumuzun dört bir yanından gelen bu çağrılara AKP hükümeti de kayıtsız kalamadı. "Tersine beyin göçü" projesi kapsamında yurt dışında yaşayan bilim insanlarına yurda dönüş çağrısı yapan AKP hükümetinin futbolu 4 ay önce bırakan Hakan Balta'ya da "Futbola dön." çağrısı yapması bekleniyor. 

Futbolu bıraktıktan sonra köyüne yerleşen Hakan Balta ise şimdilik sessizliğini koruyor. 

Bu arada Hakan Balta'nın futbolu bırakmasına engel olamayan Galatasaray'ı suçlu bulan federasyonun Galatasaray'a ağır yaptırımlar uygulaması bekleniyor. Federasyonun bu yaptırımlar kapsamında Galatasaray başkanı Mustafa Cengiz'i ve teknik direktör Fatih Terim'i PFDK'ya sevk edebileceği konuşulanlar arasında. 

Lucescu'nun Açıklamaları TFF'yi Harekete Geçirdi

Lucescu'nun "Milli takımın bu hale gelmesinden ben sorumlu değilim." açıklamasından sonra Türkiye Futbol Federasyonu harekete geçti. Federasyonun bu açıklamadan sonra A milli takımla hiçbir ilgisi bulunmayan Ümit milli takımının teknik direktörünün görevine son vermesi bekleniyor. 

Türk futbolunun kurtarıcısı Mircea Lucescu



19 Kasım 2018 Pazartesi

Edebiyat Günlükleri: Edebiyat Dersleri Nasıl Olmalı?


Bu yazımda sizlere bir eğitimci olarak edebiyat derslerinin nasıl olması gerektiği hakkında bilgi vermek istiyorum. Daha doğrusu kendi fikirlerimi aktarmak istiyorum. 

Edebiyat, duygu ve düşüncelerin estetik bir formda anlatılmasıdır. Bu tanımdaki anahtar sözcük "estetik" sözcüğüdür. Öyleyse şöyle bir sonuca varabiliriz: Dersler "estetik" bir havada geçmeli. Kuramsal bilgi sınırlandırılmalı. Elbette sınavların önemli bir yer tuttuğu bir eğitim sisteminde kuramsal bilgilere ihtiyaç var. Ancak ben kuramsal bilgiye dersin 15-20 dakikasının ayrılması gerektiği kanaatindeyim. Fazla kuramsal bilginin üretkenliği öldürdüğü fikrini benimsiyorum. 

Edebiyat dersleri bana göre ilham verici, ufuk açıcı olmalıdır. Öyle bir edebiyat dersi yapılmalı ki sınıf bir şair ve yazar okuluna dönüşmelidir. Öncelikle derslerde öğrencilere usta şair ve yazarların eserleri okutulmalı. Okutulmalı ki öğrenciler usta şair ve yazarların dili nasıl ustalıkla kullandığını görebilsinler. Okutma faslından sonra öğrenciler yazı yazmaya teşvik edilmeli. Önce basit yazılar yazdırılmalı, sonra yazının niteliği kademe kademe artırılmalı. 

Bana göre öğretmenlerimiz derslerinde fırsat buldukça şiir dinletileri düzenlemeli. Ayda bir değil mümkün olan her zaman düzenleyebilmeli öğretmenlerimiz. Çünkü şiir çoğu zaman insanın ruhunun derinliklerindeki saklı hazineleri ortaya çıkarır. Şiir ilham verir insana. İnsana günlük hayatta görmediği, göremediği güzellikleri gösterir şiir. Bambaşka alemlere, rüya ve hayal dolu alemlere sürükler insanı. İnsanın içinde istemsizce hapsolduğu bir duygu dünyası, duygu evreni oluşturur. O yüzden bence şiir kesinlikle ihmal edilmemeli. 

Roman ve öykü de ihmal edilmemeli bence. Öğrenciler roman ve öykü okuyabilmeli, roman ve öykü okumaya teşvik edilmelidir. Öğretmenlerimizin burada yönlendirici vasfı çok önemli. Bir edebiyat öğretmeni Türk ve dünya edebiyatının en önemli eserlerini bilmeli, onları yakından tanımalı ve bu kıymetli eserleri öğrencileriyle buluşturabilmelidir. 

Hep yakınırız ülkemizde artık iyi sanatçılar, yazarlar, şairler yetişmiyor diye. Hep kaliteden dem vururuz. Edebiyatta, sanatta kalitenin düştüğünü dile getiririz. İşte yakınmamak için edebiyatta ve sanatta kaliteyi tekrar yükseltebilmek için çocuklarımızı, gençlerimizi üretkenliğe yöneltmeliyiz. Çocuklarımızı gençlerimizi üretkenliğe yöneltmek içinse özellikle edebiyat derslerini buna göre şekillendirmemiz lazım. 

Bugünkü anlatacaklarım bu kadar. Edebiyat günlükleri Allah kısmet ederse devam edecek. Görüşmek üzere...



18 Kasım 2018 Pazar

Haftanın Blog Yazıları-1


Merhaba değerli dostlarım. Birkaç mizah içerikli paylaşımdan sonra normal paylaşımlara devam ediyorum. Sizlere bu yazımda haftanın yazılarını sunmak istiyorum.

Bundan sonra her pazar beğendiğim blog yazılarını bloğumda paylaşmaya karar verdim. Bu hafta belirlediğim üç yazı var. Elimden geldiğince vakit buldukça yazılarınızı okumaya gayret ediyorum. Gerçekten çok kaliteli yazılar var. Ama maalesef hepsini okuyamıyorum ya da gözümden kaçırıyorum. Bu nedenle kusuruma bakmayın. 

İlk yazı "Beyaz Yakalı"dan... "Dünde Kalan" yazısı... Güçlü bir kalemi var arkadaşımızın ve bence devamı gelmeli... Linkini paylaşıyorum:

https://egeninikiyakasi.blogspot.com/2018/11/dunde-kalan.html

İkinci yazı "herteldenşef"ten... "Havalar Soğudu Tıpkı İnsanlar Gibi" yazısı. Kışsever arkadaşımız güzel bir yazı kaleme almış. İşte linki: 

https://herteldensef.blogspot.com/2018/11/havalar-sogudu-tpk-insanlar-gibi.html

Beğendiğim üçüncü ve son yazı Melci'den "Enerji Vampirleri". Günlük hayatta duymaya pek alışık olmadığımız bir kavramdan ve insanların enerjisini sömüren kişilerden bahsetmiş Melci. Linkini paylaşıyorum: 

https://melciblog.blogspot.com/2018/11/enerji-vampirleri-enerji-somurusune.html

Beğendiğim yazılardan bu haftalık bu kadar. Vakit konusunda sıkıntı yaşamazsam ilerleyen haftalarda daha çok yazı okuyacağım ve bu yazıları paylaşacağım. Görüşmek üzere...

17 Kasım 2018 Cumartesi

Yaşasın Mizah: Mircea Lucescu'dan Şok Açıklamalar


Milli takımımız Konya'da İsveç'e 1-0 yenilerek Uluslar Ligi'nde C ligine düştü.

Maçın ardından teknik direktör Mircea Lucescu'dan şok açıklamalar geldi. Muhabirimiz İskender Ç.'nin "Milli takımımız C ligine düştü. İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna Lucescu "C ligine düşmüşüz. Düştüysek düştük. Ne yapalım yani? Oturup ağlayalım mı? Düştüysek dünyanın sonu değil. Yeter ki Allah elden ayaktan düşürmesin." cevabını verdi. 

Bu arada aldığımız bilgilere göre federasyonun içinden bazı yetkililerin bu mağlubiyetten Fatih Terim'i sorumlu tuttuğu ve ilerleyen günlerde Terim'in yedi ceddiyle birlikte PFDK'ya sevk edileceği öğrenildi. Fatih Terim'in 10 maçlık cezasının 15 maça çıkabileceği belirtiliyor. 

Milli takımımızın bu kötü durumuna kayıtsız kalamayan ünlü spor spikeri Ertem Şener ise "Futbolla siyaseti birbirine kesinlikle karıştırmam ama sayın Cumhurbaşkanımızın milli takımımızın bu durumuna müdahale etmesi lazım." dediği öğrenildi. 



16 Kasım 2018 Cuma

Muhteşem Çizimler: Üç Boyutlu Pencere ve Merdiven Çizimi

Muhteşem çizimler serimiz devam ediyor. Videodaki çizer arkadaş harika bir üç boyutlu çizime imza atmış. Keyifle izleyelim. 

Not: Bu video VamosART adlı Youtube kanalından yayınlanmıştır. Resim yapmaya meraklı olan dostlarım bu kanalı takip edebilirsiniz. 


14 Kasım 2018 Çarşamba

Edebiyat Günlükleri: Edebi Eserlerde Dil ve Edebiyat Gerçeği Yansıtmak Zorunda mıdır?


Bugünkü "Edebiyat Günlükleri" adlı yazı dizisinin ikinci konusu "Edebi Eserlerde Dil ve Edebiyat Gerçeği Yansıtmak Zorunda mıdır?"  Bugün bu konu hakkında sizlere bilgi vermeye çalışacağım. Bu yazı dizisinin ilk yazısını okumak isterseniz şuradan okuyabilirsiniz. İsterseniz bugünkü konumuza başlayalım.

Edebi Eserlerde Dil 

Edebi eserlerin kendisine özgü bir dili vardır. Sanatçı edebi eserinde günlük hayatta kullandığımız kelimeleri kullanır ancak bu kelimelere yepyeni, bambaşka anlamlar yükler. Bu kelimeler gerçek hayatta kullandığımız anlamdan uzaklaşır ve sanatçı yazdığı eserinde bu kelimelerle bambaşka bir dünya oluşturur. 

Edebi metinler duygu ve heyecan yüklü metinlerdir. Bir bilimsel metin özelliği taşımazlar. Bilindiği üzere bilimsel metinlerde dil açık, anlaşılır bir şekilde kullanılır. Edebi metinler duygu ve heyecan yüklü metinler olduğu için bu metinlerde dil, insanda heyecan ve estetik bir haz uyandırma amacıyla kullanılır. 

Edebi Eserler Gerçeği Yansıtmak Zorunda Mıdır?

Edebiyatın gerçeği yansıtıp yansıtmayacağı konusu geçmişten günümüze kadar hep tartışılmıştır. Bence edebiyat gerçeği yansıtmak zorunda değildir. Çünkü bir edebi eserin en önemli özelliği kurmaca metin olmasıdır. Ancak şunu söylemeliyim ki yazılan her edebi eser yazıldığı dönemin tarihi gerçekliğinden, zihniyetinden izler taşıyabilir. Ancak bu izler eserde olduğu gibi yansıtılmaz, yazarın hayal dünyasından geçerek eserde kendisine yer bulur. 

Bu yazımda edebi eserde kullanılan dile ve edebiyatın gerçeği yansıtıp yansıtmayacağı konusuna değindim. Bir dahaki "Edebiyat Günlükleri" dizisindeki yazımın konusu "Edebiyat Dersleri Nasıl Olmalı?" olacak. 

Görüşlerinizi yazabilirsiniz. Sağlıcakla kalın...

13 Kasım 2018 Salı

"İnsan Niçin Okur?" Adlı Yazım Hakkında


İnsan niçin okur? Hiç bu soruyu kendinize sordunuz mu? Ben sordum ve cevabını aramaya çalıştım. 

İnsan, bambaşka dünyaların, hayal alemlerinin kapılarını aralamak için okur. Anlama hızını artırmak, söz varlığını zenginleştirmek, bilgi edinmek, öğrenmek, konuşma ve yazma becerilerini geliştirmek, somut anlamda olmasa da soyut anlamda bambaşka dünyalarda, hayal alemlerinde gezintilere çıkmak amacıyla okur. İnsanın doğasında merak vardır. İnsan merakını gidermek için okur. 

Bu sorunun cevaplarını aradığım "İnsan Niçin Okur?" adlı yazım Bilgiustam.com'da yayınlandı. Siz de bu yazımı okumak isterseniz buradan okuyabilirsiniz. 

İlginizi Çekebilir: Kitap Okumak İçin 21 Önemli Neden

Görüşlerinizi yorum kısmından yazabilirsiniz. Görüşmek üzere...

Popüler Yayınlar

Blog Listem