1 Nisan 2019 Pazartesi

Edebiyat Günlükleri: Uygarlık ve Edebiyat

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/books-on-bookshelves-1166657/


Merhaba değerli "Aylak Editör" okuyucuları. İsmim aylak olsa da aylaklık yapmıyor ve yazmaya devam ediyorum. Uzun süredir "Edebiyat Günlükleri" başlığı altında yazı yazmamıştım ve bugün yazmaya karar verdim, yazımı sizlerle paylaşıyorum. Bugün "Uygarlık ve Edebiyat" konusunu ele alacağım. Bu başlığı görenler benden uzun çözümlemeler yapmamı bekleyebilir. Ancak benim bu yazımda uzun çözümlemelere girmeye pek niyetim yok. Onun için kısa bir yazı yazıp sözü çok sevdiğim bir yazarın notlarıyla bitireceğim. İsterseniz yazıya uygarlığın tanımıyla başlayalım.

Uygarlık, bir ülkenin veya toplumun sahip olduğu maddi ve manevi eserlerin tümünü kapsayan bir kavramdır. Bu maddi ve manevi eserlerin içerisinde bilim, kültür-sanat ve teknolojiye ait ürünler yer alır. Edebiyat ise duygu ve düşüncelerin okuyanda estetik bir haz ve heyecan uyandıracak biçimde sözlü veya yazılı olarak dile getirilmesidir. Edebiyat ile uygarlık arasındaki ilişkiye değinirsek; edebiyatı uygarlığın bir türevi olarak tanımlayabiliriz. Edebiyat, uygarlığın bir parçasıdır ve ondan izler taşır. Söz konusu ülkenin veya toplumun uygarlık düzeyi ne kadar gelişmişse edebiyatın da gelişmişlik düzeyi o kadar yüksek olur. Çünkü edebiyatın, edebi eserlerin en önemli beslenme kaynağı söz konusu toplumun uygarlığıdır.

Uygarlık tanımda da belirttiğimiz gibi sadece maddi eserlerden oluşan bir yapı değildir. Onun temelini oluşturan şey kesinlikle özünde bulunan manevi atmosferidir. Bu konuda ünlü öykü yazarı ve düşünür -benim de çok sevdiğim bir yazar olan- Rasim Özdenören'in Mayıs 1977'de kaleme aldığı ve "Ruhun Malzemeleri" adlı kitabında yer alan şu sözlerine kulak verelim:

"(...) Kuşkusuz, uygarlık sırf maddi dışlaşmadan meydana gelmiş bir fenomen değildir. Bu maddi dışlaşmanın yanında, hatta ötesinde bir de onun telkin ettiği manevi bir ruh atmosferi vardır. Bu atmosfer, o uygarlığın her çeşit kurumunu sarmıştır, uygarlığın bütün atomlarına nüfuz etmiştir. Uygarlık dediğimiz fenomen belki asıl bu ruhi atmosferiyle varlık aleminde yer edinebilme hakkına ve haysiyetine sahip olabiliyor. Edebiyatı, uygarlığın bir türevi olarak düşünürken, uygarlığı asıl bu ruhi, manevi yapısı içinde değerlendirmek gerekiyor. Çünkü edebiyat, son çözümlemede aşkınlığını bu atmosfer içinde deneme ve gerçekleştirme girişimidir. Yoksa kuru, resmi bir belge değildir. Uygarlığın sınırları ne kadar geniş olursa, edebiyatın da o kerte bol beslenme kaynakları var demektir."

Yazıya son verirken şunları da eklemek isterim: Uygarlığı uygarlık yapan, edebiyatı edebiyat yapan, onlara değer katan, onları yücelten ve bize bağlayan yegane şey manevi ruh atmosferidir. Bunu söylerken de uygarlığın içerisinde yer alan maddi atmosferin reddedilemeyeceğini de söylemem gerekiyor.

Bu yazımda "Uygarlık ve Edebiyat" konusunu ele aldım. Sizin de bu konuda söyleyecekleriniz varsa yorum kısmından görüşlerinizi yazabilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere...

28 Mart 2019 Perşembe

Bölüm 23: Bloglarda Ne Var Ne Yok?

Foto Kaynak: https://images.pexels.com/photos/1591056/

Merhaba arkadaşlar. İki haftalık aradan sonra "Bloglarda Ne Var Ne Yok?" serimize devam ediyoruz. 23. bölümün yazılarını sizlerle paylaşıyorum: 


Eskiden herkes birbirine kartpostal gönderirdi. Günümüzde ise teknolojinin ve iletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte çoğu insan bu alışkanlığı bıraktı. Ancak blogger arkadaşımız Sakura bu alışkanlığı hala devam ettirenlerden. Yazısının linkini bırakıyorum:

https://sakuramevsimi.blogspot.com/2019/03/kartpostal-nasil-yazilir.html


Kitaplara Kaçanlar bloğunun daha önceki yazılarını da paylaşmıştım bloğumda. Okudum, bunu da paylaşmak istiyorum. İnsanız biz, dert okyanusunda yüzüyoruz, sınanıyoruz. Ama her derdin bir dermanı var, umutlu olalım. Bu yazıyı mutlaka okumalısınız:

https://kitaplarakacanlar.blogspot.com/2019/03/bu-da-gecer-ya-hu.html



Daha çok kadın okuyucularımızı ilgilendiren bir yazı. Bipudra'dan evde doğal peeling yapma yöntemleri. İşte linki:

http://bipudra.com/peeling-nedir-evde-dogal-peeling-nasil-yapilir/


Bazen susarak yaşarız, en güzel şarkının nakaratını. Göçebenin Zihni yazmış, hadi okuyalım:

https://gocebeninzihni.blogspot.com/2019/03/kalk-gidelim.html



Liveintime adlı sitede güzel bir konu var. "Çocuk Eğitimi Nasıl Olmalı?" Linki bırakıyorum:

http://liveintime.site/cocuk-egitimi-nasil-olmali/



Uykuya geçiş hali bu kadar güzel anlatılabilirdi. Bir Tutam Karınca'dan mikro öykü. Linkini bırakıyorum:

http://www.birtutamkarinca.com/2019/03/uyku.html


Serimizin bu bölümü bu güzel yazılardan oluşuyor. Sizler de eğer bu yazıları okumadıysanız okuyup yorum yaparsanız ve takip etmediğiniz arkadaşları takibe alırsanız hem beni hem de onları mutlu etmiş olursunuz. Eğer takip etmiyorsanız beni de takip etmeyi unutmayın :) Herkese mutlu ve huzurlu günler...



26 Mart 2019 Salı

Şenol Güneş ile Umutlarımız Yeşerdi


Milli takımımızda yeni bir dönem başladı. Türk futbolunun Fatih Terim ve Mustafa Denizli ile birlikte efsane teknik direktörlerinden biri olarak kabul edilen Şenol Güneş A Milli Futbol Takımımızın başına getirildi ve milli takımda beyaz bir sayfa açıldı. Milli takımımız Şenol Güneş ile birlikte çıktığı ilk iki maçında deplasmanda Arnavutluk'u 2-0, Eskişehir'de Moldova'yı 4-0 mağlup etmeyi başardı. 

Milli takımımızın şu anki durumunu değerlendirmeden önce geçmişe bir göz atalım diyorum. Son dönemde yaşanan saha içi ve saha dışı olumsuz olaylar nedeniyle Türk insanının milli takımla arası iyice soğumuştu. Gerçekten artık içimizde en ufak bir heyecan kalmamıştı. İsterseniz Lucescu ile oynadığımız son dört maça bakalım: 

Türkiye 0-0 Bosna Hersek 
Rusya 2-0 Türkiye
Türkiye 0-1 İsveç
Türkiye 0-0 Ukrayna 

Sonuçlarda da gördüğümüz gibi Lucescu ile çıktığımız son dört maçta gol dahi atamamışız. Bırakın galibiyeti gole hasret kaldığımız çok kötü bir dönem yaşadık. Ancak Şenol Güneş'in gelmesiyle birlikte son iki maçta 6 golle 6 puan kazandık ve artık "Şenol Güneş ile umutlarımız yeşerdi" diyebiliyoruz. Ancak "Her şey harika" demek için daha erken. Çünkü şahsi fikrim Fransa ve İzlanda maçlarındaki performansımızı görmemiz lazım. Çünkü asıl ölçü o maçlar. Ancak milli takımızla ilgili artık geleceğe umutla bakabiliyoruz. 

Bir parantez de Burak Yılmaz'a açmayı isterim. Dürüst olmam gerekirse Burak Yılmaz'ı pek sevmem. Ancak son oynanan iki maçta gördüm ki Burak Yılmaz milli formayı özlemiş. Milli formadan ayrı kaldığı dönem ona çok yaramış ve bu formanın değerini anlamış. Gol ve goller atabilmek için çok istekli bir oyun sergiledi. İnşallah bu performansını sürdürür. 

Yazımın başında da söylediğim gibi Şenol Güneş ile birlikte yeni bir döneme girdik. Artık geleceğe daha umutlu bakıyoruz. Grubumuzda Griezmann, Giroud, Mbappe gibi yıldız oyuncuların yer aldığı son dünya şampiyonu Fransa var. Fransa ayrı bir seviye. Futbolda ne olacağı belli olmaz ama onlarla başa çıkmamız zor. Bizim bu grupta rakibimiz İzlanda. Hedefimiz İzlanda'yı geçip ikinci olarak Avrupa Şampiyonası'na katılmak olmalı. 

A Milli Futbol Takımımıza başarılar dileyerek yazımı bitirmek istiyorum. Siz de görüşlerinizi yazabilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere... 



Blog Yazarlarını Tanıma Mimi

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/person-typing-on-typewriter-958164/

Merhaba arkadaşlar. Bir mim yazısı ile karşınızdayım. "Blog Yazarlarını Tanıma Mimi" yazısını yazmama vesile olan Sezer Şenkan'a ve Ersin Bey'e teşekkürlerimi iletiyorum. Kusura bakmayın geç oldu biraz. Bir yandan günlük hayatın koşuşturması diğer yandan aylaklığım -ne de olsa ismim aylak editör- bu yazıyı geç yazmama neden oldu. Neyse... Lafı fazla uzatmayayım. 

Sezer Şenkan'ın yazısını buradan Ersin Bey'in yazısını da buradan okuyabilirsiniz.

Mim yazıma hemen başlıyorum:

Nerelisiniz?

Kısa ve net: Ankaralıyım.

Burcunuz

Burç işleriyle pek ilgim yok. Anlamam bu işlerden. Ama başak burcu olduğumu da sözlerime ekleyeyim.

Bloglarda en çok ilginizi çeken şeyler 

Tasarımı güzel bloglar ilgimi çekiyor. Tabi bir de özgün yazılar... İnsanı okumaya, düşünmeye, öğrenmeye ve araştırmaya sevk eden, insanın ufkunu açan yazılar okumayı çok seviyorum.


En sevdiğiniz mevsim 

Her mevsimin kendine özgü güzellikleri var. Ama en çok sonbaharı seviyorum sanki. Yaz çok sıcak, kış ise çok soğuk geçiyor Ankara'da. En iyisi sonbahar bence :)

Yabancı diliniz

Eğitim sistemiyle ilgili en çok şikayetçi olduğum konulardan birisi yabancı dil öğretimi. Yıllardır okullarda İngilizce dersi gördük ancak kayda değer bir ilerleme sağlayamadık maalesef. Benim eksikliğimden de kaynaklanan bir durum olabilir bu. Ama şunu söylemeliyim ki okullarımızda yabancı dil öğretimi maalesef yetersiz. Ben de az çok İngilizce biliyorum. Tabi ileri seviyede değil. Keşke ileri seviyede olsaydı. Ama hayatımın bundan sonraki bölümünde hedeflerimden birisi İngilizcemi ilerletmek olacak.

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Boş zamanlarımda en büyük keyfim ilgimi çeken blog yazılarını okumak. Tablet bilgisayar üzerinden okuması gerçekten çok keyifli. Kitap okumayı da severim. Ayrıca fırsat buldukça futbol menajerlik oyunları da oynuyorum.

En son okuduğum kitap

Yaşar Kemal'in "Ağrıdağı Efsanesi" adlı eserini okumuştum. Yakın zamanda bu kitap ile ilgili bloğumda tanıtım yazısı da yazmayı düşünüyorum.

Hayatınızda pişman olduğunuz şeyler 

Klasik bir ifadeyle üç kuruşluk insanlara beş kuruşluk değer vermek. İki kuruş zarara giriyor insan :)

Tuttuğunuz takım 

Gözümüzün nuru, adanmış hayatların umudu şanlı Galatasaray ve şehrimizin takımı Ankaragücü :)

Çantanızdan eksik etmediğiniz şeylerden bazıları 

Kısa ve net: Yanımda çanta taşımıyorum ki :) Bir yere gittiğimde eğer işim olursa laptop çantası götürürüm o kadar :)

En sevdiğiniz içecek

Kısa ve net: Çay :) Sıcak sıcak, içtiği zaman insanın dilini hafiften yakacak şöyle :) Ne de güzel olur :)

Ve son olarak bloğunuzdan hiç para kazandınız mı? 

Bloğumda Adsense reklamları var. Ancak cebime hiç para girmiş değil. Olsa dükkan sizin :) Ayrıca uygun bir ücret karşılığında tanıtım yazılarına da hayır demem :)

Keyifli bir mim oldu. Yazarken hiç sıkılmadım. Sıra geldi mimleyeceğim kişilere. Aslında isim olarak kimseyi mimlemeyi düşünmüyorum. Eğer okuyan arkadaşlarımdan hala bu mimi yapmamış olanlar varsa ve bu mim hoşlarına gitmişse o arkadaşlarımı bu mimi yapmaya davet ediyorum. Hepinize mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler :)



21 Mart 2019 Perşembe

Zeytinyağının Faydaları Nelerdir?

Foto Kaynak: https://images.pexels.com/photos/33783/olive-oil-salad-dressing-cooking-olive

Kalp rahatsızlığınız mı var? Sindirim sistemiyle ilgili problemler mi yaşıyorsunuz? Cilt problemleriniz mi var? O zaman size iyi bir haberim var. Zeytinyağı bu konularda ve daha birçok konuda vücudumuzun ve sağlığımızın dostudur. 

İtiraf etmeliyiz ki zeytinyağı milletimiz tarafından genellikle hep bir üvey evlat muamelesi gördü. Genellikle hep yemeklerimizde katı yağ ve tereyağı kullandık. Sizce de zeytinyağını hayatımıza dahil etmenin vakti gelmedi mi? Ben de bunu düşünerek bu yazımda sizlere zeytinyağının faydalarını anlatacağım. İsterseniz hemen bilgilerimizi tazelemeye başlayalım: 

1) Zengin bir antioksidan kaynağı olan zeytinyağı tıpkı ıhlamur gibi uzmanlar tarafından "doğal ilaç" olarak adlandırılıyor. "Ihlamurun Faydaları" adlı yazımı buradan okuyabilirsiniz. Zeytinyağı bu özelliği nedeniyle kansere karşı sağlığımızın dostu olarak bilinir. 

2) Kalp sağlığı açısından vazgeçilmezdir. Uzmanlar zeytinyağının kalp krizi riskini azalttığını belirtiyorlar. Eğer kalp rahatsızlığı yaşıyorsanız günde iki yemek kaşığı tüketmeniz önerilir. 

3) Kolesterol problemi mi yaşıyorsunuz? O zaman sizin için en doğru seçimlerden biri zeytinyağıdır. Zeytinyağının vücuttaki kolesterol oranını düzenleyici etkisi olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış.

4) Zeytinyağının yaşlanmayı geciktirici etkisi olduğunu biliyor muydunuz? Zeytinyağı cilde iyi gelir ve cilt dokularının daha geç tahrip olmasını ve daha geç yaşlanmasını sağlar. 

5) İşte ilginç bir nokta: Çoğumuz zeytinyağının özellikle kalp sağlığı açısından faydalı olduğunu biliyorduk. Ancak zeytinyağının beyin sağlığına da iyi geldiğini biliyor muydunuz? Beynin gelişiminde ve beyin fonksiyonlarının daha iyi çalışmasına vesile olan zeytinyağı alzheimer hastalığının en büyük düşmanlarından birisi. 

6) Zeytinyağı çocukların gelişimi açısından da oldukça faydalı. Kemik gelişimini desteklediği de uzmanlar tarafından belirtiliyor. 

7) Sindirim sistemiyle ilgili yaşanan problemlerin çözümü için en doğru tercihlerden biri zeytinyağıdır. Düzenli zeytinyağı tüketimi çeşitli mide hastalıklarının önüne geçer. 

8) Kilo problemi yaşayan insanlar için en doğru seçenek zeytinyağı tüketimidir. Çünkü zeytinyağının kilo vermeye yardımcı olduğu biliniyor. 

Zeytinyağının faydaları saymakla bitmiyor. Ben bu yazımda sekiz maddeyle anlatmaya çalıştım. Görüşlerinizi yazabilirsiniz. Her sağlık yazımda belirttiğim gibi ben uzman değilim; sadece bildiklerimi sizlere aktarmaya çalışıyorum. Siz siz olun sağlığınızı ihmal etmeyin ve doktorunuza danışın. Herkese mutlu ve sağlıklı günler...

19 Mart 2019 Salı

Kitap Okumak İçin 21 Önemli Neden


Merhaba değerli okurlarım. Bugün sizlere oldukça eğlenceli ve eğitici bir eylem olan "okumak" eylemiyle ilgili bilgi vermeye çalışacağım. Hep düşünürüz değil mi kitap okumanın faydalarını, okullarda öğretmenlerimiz de öğrencilerine dilleri döndüğünce kitap okumanın faydalarını anlatmaya çalışırlar; onlara okuma sevgisi aşılamaya çalışırlar. Bugün ben de elimden geldiğince sizlere bunu anlatmaya çalışacağım. İsterseniz başlayalım: 

Okuma eylemi, fiziksel ve zihinsel unsurların birleşmesiyle ortaya çıkan karmaşık bir etkinliktir. Gözler ve ses organları okumanın fiziksel yönünü, beynin görülenleri anlamlandırması ise okumanın zihinsel yönünü oluşturur.

Okuma bir anlama sürecidir. En iyi bilgi edinme yollarından birisidir. 

Öğrenmenin ve bilgi edinmenin en iyi yolu olan okuma eyleminin sayısız yararları var. Bu yazımda sizlere bu yararları açıklamak istiyorum. İşte kitap okumak için 21 önemli neden:

1) Okudukça kelime hazinemiz zenginleşir. Kelime hazinemiz zenginleştikçe de anlama hızımız artar.

2) Okumak insanın kavrama ve muhakeme gücünü arttırır.

3) Okuyan insan, kişilere, olaylara ve durumlara farklı açılardan bakar. Sürekli farklı bakış açıları geliştirir.

4) Okuma eylemi insanın ufkunu genişletir.

5) Okumak insanı hem dil becerileri yönünden hem de kişilik yönünden geliştirir.

6) Okuyan insan sağlıklı bir düşünce sistemine sahip olur. Okumak insanın düşünce yapısını geliştirir.

7) Okumanın beyne olumlu etkileri yapılan bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.

8) Kitap okuyan insan kendisini yalnız hissetmez. Çünkü okudukça kendisine yeni arkadaşlar edinir. ( Özellikle roman ve öykü okuyunca)

9) Kitap okuyan insanın empati kurma yeteneği üst düzeyde olur. Okuyan insan kendisini roman veya öykü kahramanlarının yerine koyarak onların neler hissettiklerini kavrar.

10) Okumak insanın bilgisini, birikimini, kültürünü geliştirir ve genişletir.

11) Bir roman veya öykü okumak insanın hayal gücünü geliştirir.

12) Düşünen, konuşan, araştıran, sorgulayan ve yazan bir toplumun yolu okumaktan geçer. Okumayan toplum her alanda geri kalmaya mahkumdur. 

13) Düzenli olarak okuyan kişinin konuşma becerisi de gelişir. Okuyan insan konuşmalarında etkileyici ifadeler kullanarak insanları etkileyebilir. 

14) Okuma eylemi kişinin ikna etme becerisini geliştirir. Sürekli okuyan insan kelime hazinesinin zenginliğinden yararlanarak konuşmalarında doğru argümanları kullanır ve karşısındaki kişiyi ikna eder.

15) Okuyan insan okumayana göre daha iyi yazar. Yazılarını etkileyici ifadelerle süsler. 

16) Okumak insanı psikolojik açıdan da rahatlatır. Okumak kimi zaman bir terapi gibidir. İnsanı dinlendirir. İnsanı bir süreliğine de olsa sıkıntılarından uzaklaştırır.

17) Sürekli okuyan insanın analiz ve sentez gücü de üst düzeyde olur. 

18) Okuyan insan yaratıcı ve eleştirel düşünme becerisine sahip olur. Okumak kişinin bu yönlerini de geliştirir.

19) Okuyan insan farklı kültürleri tanıma fırsatı bulur. Farklı toplumların yaşayışı hakkında da bilgi sahibi olur. 

20) Okuma, yorumlama ve anlamlandırma gibi zihinsel süreçleri içerdiğinden dolayı insan zihninin daha aktif olmasını sağlar. 

21) Belki de en önemlisi kitap okumak insanı uyandırır. Düzenli olarak okuyan insan bilgilerin yanlışlığı veya doğruluğu hakkında sağlıklı hükümler verir. 

Değerli dostlar, kitap okumanın faydaları konusunda elimden geldiğince 21 madde oluşturdum. Tabi ki bu maddelerin sayısını artırabilirsiniz. Görüşlerinizi bekliyorum. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere. 



13 Mart 2019 Çarşamba

Bölüm 22: Bloglarda Ne Var Ne Yok?

Foto Kaynak: https://www.pexels.com/photo/person-using-typewriter-1262972/

Merhaba değerli arkadaşlarım. Yeni bir listeyle karşınızdayım. Zamanım elverdiğince blogları gezmeye çalışıyorum, ancak vakit darlığından dolayı her bloğu da gezemiyorum. O nedenle anlayışınıza sığınıyorum. 

Önceki listeye bakmadıysanız BURADAN bakabilirsiniz.


Blog yazılarına geçmeden önce arkadaşlarımızın yaptığı forum çalışmasını hatırlatmak istiyorum. Biliyorsunuz ki Google Plus 2 Nisan'da kapanıyor. Bu nedenle arkadaşlarımız da yazdığımız yazıların geniş kitlelere ulaşabilmesi ve bloglar arasındaki etkileşimi ve dayanışmayı artırabilmek amacıyla forum çalışması yaptılar. Henüz üye olmadıysanız paylaşacağım link üzerinden foruma göz atabilir ve üye olabilirsiniz. İşte link:

http://blogforum.10tl.net/index.php




Yıldız arkadaşımız Erhan Çakırlar'ın başlatmış olduğu "2080 yılına mektup" etkinliğiyle ilgili yazısını değişik bir formatta yazmak istediğini anlatmış. Linkini bırakıyorum:

https://gunesebakarken.blogspot.com/2019/03/2080-yilinacocuguma-mektup.html




Bildiğiniz gibi ülkemizde plastik poşet kullanımı bu sene kısıtlandı ve plastik poşetler 25 kuruş ücret karşılığında satılmaya başlandı. Bana göre çok doğru bir karar ancak biraz geç kaldık gibi geliyor bana. Çünkü Avrupa'da bu uygulama yıllardır var. Plastik poşetlerin doğaya zararı gerçekten çok büyük. Neyse, yazıya gelelim. Derya Soygül, bloğunda kumaş alışveriş çantalarından bahsetmiş. Buyrun okuyalım:

https://www.deryasoyguel.com/2019/03/plastik-yerine-kumas-alisveris-poseti-kullanin-iste-benimkiler.html




Manevi çöküş mü yaşıyoruz? Artık birbirimize hoşgörü göstermiyor muyuz? Toplumun en küçük yapı taşı ve sağlam köklerini oluşturan aile kurumu giderek bozuluyor mu? Eğitim sistemimiz çöküş içerisinde mi?
Neyse soruları fazla uzatmayıp linki paylaşıyorum. Rehitu'dan hepimizi düşünmeye sevk eden yazı:

https://www.rehitu.com/2019/03/cokuyoruz.html




Kıraatane, İstiklal Marşı'mızın muhteşem dizelerini paylaşmış. Linkini bırakıyorum:

https://kiraatane.blogspot.com/2019/03/98.html



Sade kahve içmenin ne de çok faydası varmış, okudum ve bilgi sahibi oldum. Renkli Blog Sayfam yazmış. Eğer sizler de okumadıysanız buyrun:

https://www.renkliblogsayfam.site/sade-kahve-icmenin-faydalari-nelerdir-kahvenin-faydalari/



Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize

Biraz da şiir okuyalım. Kitaplara Kaçanlar, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun şiirini bizlerle paylaşmış:

https://kitaplarakacanlar.blogspot.com/2019/03/arkadas-dokumu-bedri-rahmi-eyuboglu.html


"Bloglarda Ne Var Ne Yok?" adlı serimizin 22. bölümü bu güzel yazılardan oluşuyor. Bir başka listemizde görüşmek üzere. Herkese iyi çalışmalar...



12 Mart 2019 Salı

İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy


Merhaba değerli okurlar. Bugün sizlere İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan ve 12 Mart 1921 tarihinde TBMM'de kabul edilen İstiklal Marşı'mız hakkında bilgiler vermek istiyorum. İsterseniz hemen başlayalım. 

İstiklal Marşı'nın; 

-Maarif Vekaleti yani Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği yarışmada 724 şiir arasından seçilip kabul edildiğini, 

-Mecliste kabul edilmeden önce Kastamonu'da yayın yapan "Açıksöz" adlı yerel bir gazetede yayınlandığını, 

-Mehmet Akif tarafından kahraman Türk ordusuna ithaf edildiğini 

biliyor muydunuz? 

İstiklal Marşı, büyük Türk milletinin istiklal mücadelesini anlatan, kahraman Türk milletine ve Türk ordusuna moral ve cesaret vermek amacıyla büyük şair Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınmış eşi benzeri bulunmayan destansı bir eserdir. İstiklal şairimiz Mehmet Akif, yokluk içinde yaşamasına rağmen İstiklal Marşı sayesinde yarışmadan kazandığı parayı kabul etmemiş ve bu geliri Darülmesai'ye bağışlamıştır. Çünkü onun derdi para pul değildi. Onun derdi vatanımızın, milletimizin istiklali ve istikbaliydi. Onun yüreği vatan ve millet sevgisiyle doluydu. 

Biz de bu kısa ama oldukça değerli olan İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy adlı yazımızı vatanımız ve bayrağımız uğruna gözünü kırpmadan can veren şehitlerimizi ve İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u saygı ve rahmetle anarak bitirelim. 

"Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın."

"Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal!"


11 Mart 2019 Pazartesi

Süper Lig ve Avrupa Futbolunda Son Durum


Merhaba değerli okurlar. Her pazartesi olduğu gibi futbol değerlendirme yazısıyla karşınızdayım. Bu değerlendirme yazısında Süper Lig, İngiltere Premier Lig ve Almanya Bundesliga'ya yer vereceğim. İsterseniz hemen Süper Lig ile başlayalım: 

Süper Lig'de lider Başakşehir hedefe emin adımlarla yürüyor. İstanbul ekibi, lig tarihinin en kötü sezonunu yaşayan Fenerbahçe'yi Fatih Terim Stadı'nda 2-1 mağlup ederek puanını 57'ye yükseltti ve liderliğini sürdürdü.

Beşiktaş ise Vodafone Park'ta Konyaspor'u ağırladı. Sezonun en iyi oyunlarından birini ortaya koyan siyah beyazlı ekip galibiyete Japon yıldızı Kagawa'nın son dakikalarda attığı golle ulaştı. Beşiktaş bu galibiyetle puanını 44'e yükseltti ve 3. sıradaki yerini korudu. 

Süper Lig'de haftanın kapanış maçında Galatasaray sahasında Antalyaspor'u 5-0 mağlup ederek puanını 49'a yükseltti ve lider Başakşehir'in 8 puan gerisinde 2. sıradaki yerini korudu. Galatasaray'ın kalecisi Muslera ise maçın kırılma anlarında yaptığı kritik kurtarışlarla dikkatleri üzerine çekti. 

Almanya Bundesliga 

Almanya Bundesliga'da şampiyonluk yarışı kızıştı. Bir ara Bayern Münih'in 9 puan önünde lider olan Borussia Dortmund bu avantajını yitirdi ve liderliği Bayern Münih'e kaptırdı. 

Bundesliga'da bu hafta sahasında Wolfsburg'u ağırlayan Bayern Münih rakibini 6-0 mağlup ederek hezimete uğrattı ve 57 puana ulaşarak averajla liderliğe yükseldi. 

Borussia Dortmund bu hafta sahasında Ozan Kabak'ın formasını giydiği Stuttgart'ı ağırladı. Dortmund rakibini 3-1 mağlup etmesine rağmen liderliği averajla Bayern Münih'e kaptırdı. 

İngiltere Premier Lig 

İngiltere Premier Lig'de Manchester City ile Liverpool arasındaki şampiyonluk yarışı adeta nefesleri kesiyor. 

Bu hafta Manchester City sahasında Watford'u 3-1 mağlup etti ve 74 puanla liderliğini sürdürdü. Liverpool ise sahasında Burnley'i 4-2 mağlup ederek puanını 73'e yükseltti ve lider Manchester City'yi takibini sürdürdü. 

Haftanın en önemli maçında ise Arsenal sahasında Solskjaer ile müthiş bir ivme kazanan ve Şampiyonlar Ligi'nde PSG'yi eleyerek çeyrek finale çıkmayı başaran Manchester United'ı 2-0 mağlup etmeyi başardı. 

Sizlere bu yazımda Süper Lig, İngiltere Premier Lig ve Almanya Bundesliga'daki son durumu aktarmaya çalıştım. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere...







8 Mart 2019 Cuma

Kısa Kısa Notlar: Kadınlar Günü, Doğru Zaman Yönetimi

Foto Kaynak: https://images.pexels.com/photos/1061576/


Merhaba değerli okurlar... "Kısa Kısa Notlar" başlığı altında sizlere iki notum var. İkisi de birbirinden bağımsız notlar. Şimdiden söyleyeyim. İki not arasında ilişki kurmaya çalışmayın :) Hemen başlayalım:

Not 1: Kadınlar Günü 

Onlar vefakar, cefakar ve fedakar. Onlar ailenin ve toplumun temel taşı. Güçlü aile, güçlü toplum, güçlü ülke onlarla mümkün. Biz toplumu dört ayaklı bir masa olarak düşünürsek bu masanın iki ayağını erkekler oluşturuyorsa diğer iki ayağını da kadınlar oluşturur. Bir toplumun kalkınıp ilerleyebilmesi için kadınların o toplumda aktif ve söz sahibi olması gerekiyor. Zaten Türk kültüründe de kadınlara verilen değer ortada. Eski Türk devletlerinde hakanın ülkede olmadığı zamanlarda ülke yönetiminde hatunlar söz sahibi oluyordu. Ancak günümüze baktığımızda kadına verilen değer istenilen seviyede mi, yeterli mi tartışmaya açık bir konu. Kadınlar günümüzde toplum içerisinde rahat hareket edebiliyorlar mı? Günümüzde hala araba kullanan bir kadını bilerek ve isteyerek sıkıştıran utanmaz, arsız trafik magandaları var. Sapıklar, tecavüzcüler yüzünden sokakta korkudan arkasına baka baka yürüyen, gönül rahatlığıyla günlük yaşamını sürdüremeyen kadınlar var. Ne kadar utanç verici değil mi? 

Neyse sözü fazla uzatmayayım. Ben aslında böyle özel günlerden hoşlanmam. Kadınların günü mü olur yahu? Delirtmeyin adamı :) Verilen değerin, gösterilen sevginin günü falan olmaz. Eğer değer verilecekse, sevgi gösterilecekse bu yılın sadece bir günü değil yılın her günü olmalı. Ama yine de madem böyle bir gün var, madem çoğunluk böyle günlere önem veriyor; ben de kadın blog yazarı arkadaşlarımın, ailesi ve işi için her türlü fedakarlıkta bulunan emekçi kadınların ve tüm kadınların Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum. 

Not 2: Doğru Zaman Yönetimi 

Geçen haftaki bir yazımda zamanın çok çabuk geçtiğinden bahsetmiştim. Yazıma gelen yorumlardan da anladığım kadarıyla yalnız değilmişim. Hemen hemen herkes zamanın çok çabuk geçtiğinden yakınıyordu. Evet değerli dostlar... Zaman su gibi akıp gidiyor ve Allah'ın verdiği güç ve kudretle güzel eserler ortaya koyabilen ve üretebilen insanoğlunun zamanın akıp gitmesi konusunda elinden hiçbir şey gelmiyor. Gelemez de zaten. Bizim bu konuda yapabileceğimiz tek şey var: Doğru zaman yönetimi. 

Zamanın akıp gitmesine engel olamayız ancak doğru zaman yönetimi ile zamanımızı verimli kullanabiliriz. Kendimize bir soralım: Zamanımı nasıl geçiriyorum? Günümüzü gün edip eğlenerek, hiçbir şey üretmeden aylaklık yaparak mı geçiriyoruz yoksa okuyarak, araştırarak, öğrenerek ve üreterek mi geçiriyoruz? Asıl soru bu, doğru soru bu. Zaten doğru soruları sorarak doğru cevapları bulabiliriz. Ne dersiniz? Bir iç muhasebe yapalım mı? İşe kendimizi sorgulayarak başlayalım mı? Hiçbir şey için geç değil...

Popüler Yayınlar

Blog Listem